Anasayfa > Yazılar > Canan Tolon'dan "Sen Söyle"

Canan Tolon'dan "Sen Söyle"

Canan Tolon'dan

Sanat insana seslendiği, insan için yapıldığından dolayı bir iletişim süreci yaratıyor. Herbert Read bu yüzden “Sanat insanın kendi insanlığını tanımasıdır” der. İnsan kendisini en derinden etkileyen duyguları daha çok sanatın değişik formları yoluyla ifade etmeyi seçiyor. Bu yönü ile sanat; bir trajedinin, acının, kaybedişin ya da hüznün ve sevincin paylaşılması ihtiyacı ile doğuyor. Sanatçı haftalar hatta aylar harcayarak ürettiği sanat yapıtını sergileyerek farklı insanlarla yeni bir iletişim süreci başlatıyor. Kuşağının en yaratıcı sanatçılarından Canan Tolon da İstanbul Modern’deki sergisiyle izleyiciye ‘Sen Söyle’ diye seslenerek bizleri sorgulayıcı bir iletişim sürecinin içine çekiyor.

Canan Tolon’un İstanbul Modern’deki sergisinde sanki büyük bir yapboza başlamak için uygun parçayı arar gibi eserlere bakıyoruz.. Gözleriniz tuvallerin yüzeyinde tanıdık bir şeyler bulma dürtüsüyle bir arayışa koyuluyor ve gördüğünüz imgeler her izleyicinin kendi deneyimine bağlı olarak sizi sorgulama ve düşünme süreçlerinin içine çağırıyor. Bu kaçınılmaz seyir sürerken her bir resmin yüzeyine yaklaştıkça, rastgele boya birikintilerini ve izlerini görüyor, resimden uzaklaştıkça da öncesinde çok net gördüğünüzü sandığınız imgeler bir bir çözülüp dağılmaya farklı bir görüntü oluşturmaya başlıyor. Eserlerinde keskin ve bulanık şekilleri bir araya getiren bir teknik kullanan Canan Tolon, izleyicide görsel bir gelgit yaratıyor. Eserler her ne kadar soyut gibi görünse de bu sürükleyici seyir izleyicinin zihninde hikayeler oluşturuyor.
Canan Tolon’un günümüze uzanan sanat serüveninin temelini doğa ve mimarlık kültürü oluşturuyor. Sanatçı, “Sen Söyle” adlı sergisiyle, doğa ve çevre, mimarlık ve kültür üzerine bir düşünme sürecine davet ediyor. Kullandığı malzeme ve deneysel çalışmaları ile sürekli sınırları zorlayan Tolon, bu sergisinde çim tohumları, kahve lekeleri, pas, çürüme izleri ve aynalı yerleştirmeleriyle sanat yapıtına farklı bir boyut getiriyor.

1567687432_IstanbulModern_CananTolon_009
Zamanla, yapıtlarındaki sükunetin biraz azaldığını, onların git gide daha kaotik olmaya yüz tuttuklarını ifade eden sanatçı, “ Yine de sessiz olduklarını düşünüyorum; ancak bu, huzursuz bir sessizlik: bir fırtınanın gözü kadar sakinler. Yüklü bir gerilim ve apaçık hissedilebilen bir basınç var. Resimler birlikte sergilendiğinde bu daha da belirginleşiyor; zira görsel açıdan birbirleriyle etkileşime giriyorlar ve sesleri yükseliyor…Bu arada, resim ne kadar kaotikse bana hayata o kadar yakın geliyor. Hayat tekrarlarla dolu ve kaotiktir.” diye anlatıyor.

1567687442_Glitch_I_2006_Tuval___zerine_Ya__l__boya_147_5_x_137_5_Dr._Nejat_F._Eczac__ba_____Vakf___Koleksiyonu
Eserlerindeki kaotik durum aslında çocukluğundan beri peşini bırakmamış sanatçının. Çok çarpıcı bir hayat hikayesi var Canan Tolon’un. Çocuk felcine yakalandığı bir yaşından itibaren ilk on yılını hastanelerde geçiren sanatçı, yaşadığı acıları konuşmaktan da bunları sanatına malzeme yapmaktan da hep uzak durdu. 2004 yılında Norgunk yayınlarından çıkan “Geçmişsiz Gelecek” adlı kitabında ‘Neden başkalarının mutsuzluğu bunca büyüler insanı? Acaba merhamet duygularını doyurmak için mi? Ama ben, kurbanı ve kahramanı olmayan kitabı bu yüzden yazmadım. Uzun zaman yazmakta tereddüt ettim. Kendinden, kendinin ya da arkadaşlarının bedensel engelinden söz etmenin verdiği rahatsızlık vardı. Şimdi bundan söz ediyorsam, bir daha hiç söz etmemek içindir.’ diye yazdı.

Sanatçı hastanede yattığı yıllarda, ışık vurmuş yüzeylere retinasını yakana kadar bakarak imgeler yaratır kendi kendine. Hastane yatağı, sonsuz bir esin kaynağı haline gelir. O görüntüleri hafızasına da kaydetmiştir ki eserlerinin çoğunda bu tanıdık imgelerin izleri görülebilir. Şimdi ne hastanede yıllarca kağıtlara yaptığı desenler ne de o yıllardan doğru dürüst fotoğrafı vardır. Bu yüzden kitabının adı, ‘Geçmişsiz Gelecek’tir.

Çok sayıda ülkede yaşayan ve sürekli yeni bir dille tanışan sanatçının değişmeyen ana dili desen olur. Resim onun için sözcüklerin yerine geçer. İskoçya, Almanya ve Londra’da iç tasarım öğrencisiyken; Kaliforniya Berkeley Üniversitesi’nde mimarlık yüksek lisansını tamamlarken, Kaliforniya Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yaparken de hep resim yapar.

1567687439_simsiz_1.3_Untitled_1.3_2019_177_x344_cm_Tuval___zerine_ya__l__boya_oil_on_canvas_Sanat_____Koleksiyonu
Canan Tolon bu sergiye “Sen Söyle” adını verirken, sözün yalnızca kendisinde olmadığını aynı zamanda başkalarının sözlerine de kulak verdiğini vurgulamak istiyor. Evrim Altuğ’la yaptıkları söyleşide kendi sanat anlayışını açıklarken ise “Açıklaması güç. Ne zaman dile dökmeye kalkışsam yapıtların silindiği hissine kapılıyorum. Sanki bu şekilde onları, açıklamaların alelade örneklerine – illüstrasyonlara – indirgemiş oluyorum. Halbuki tam tersi olmalı. Yine de anlatı kaçınılmaz ve bu da Nabokov’un yapıtı dünyaya salarak mülkiyetinden vazgeçmeye dair söylediklerine götürüyor bizi yine.” sözleriyle ifade ediyor.

1567687428_IstanbulModern_CananTolon_014
İyi bir sergi, içerdiği parçaların toplamından daha fazlasıdır. Benzersiz bir büyü yaratır. Bu yüzden en iyi sergilerin hep bir 'itici gücü' vardır. British Museum, San Francisco Modern Sanatlar Müzesi (SFMOMA) gibi önde gelen sanat kurumlarında eserleri bulunan Canan Tolon’un Türkiye’de ilk kez bir müzede yer alan ‘Sen Söyle’ adlı sergisi bu itici güce sahip sergilerden biri ve 2 şubat 2020’ye kadar İstanbul Modern’de görülebilir.