4 Mayıs Cuma, akşam saatleri.. Mardin bienalinin açılışı için otelimizden Mor Efrem Manastırı’na doğru yürüyoruz. Yolda karşılaştığım manzara inanılmaz. Sanat dünyasının neredeyse hepsi Mardin’de toplanmış durumda. Sanatçılar, galeri temsilcileri, koleksiyonerler, İş dünyasından tanınan isimler, gazeteciler, televizyoncular kimi ararsanız burada. 7’den 77’ye tüm Mardinliler mesafeli ve zarif bir yakınlıkla yaklaşıyor bu kalabalığa. Aynı zamanda da cömert bir misafirperverlik gösteriyorlar.
Mimari üslubuyla çok geniş bir alana yayılan Mor Efrem Manastırı’na geldiğimizde kalabalıktan zar zor ilerleyebiliyoruz.1884 -1933 yılları arasında faal olan bu manastır, bu tarihten sonra 12 yıl askeri hastane olarak kullanılmış. Günümüzde ise hizmet dışı. Kalabalığın arasında Mardin Bienali’nin fikir sahibi ve direktörü Döne Otyam’ı görüyorum. Çok yorgun olmasına rağmen karşılaştıkları bu yoğun ilgiden oldukça memnun olduğunu söylüyor.
Leyla Alaton, Yasemin Semercioğlu, Döne Otyam,Zuhal Demirarslan, İnci Aksoy, Figen Özdenak
Bienaller sanat dünyasının ana merkezlerinden uzakta yaşayan insanlara çağdaş sanatı görme fırsatı vermesi açısından çok önemli. İnsanları büyük uluslararası diyaloğun bir parçası yapıyor ve dünyanın başka yerlerinde gündemde olan olaylarla insanlar arasında bağlantı kuruyor. Müzelerin ve fuarların aksine “şehir” tarafından ağırlanıyor. Bu bienal de Mardin’in her yerine yayılmış. Alman Karargahı, Mor Efrem Manastırı, Meryem Ana Kilisesi, Yıldız Hamamı, Mardin Müzesi başta olmak üzere tarihi mekanlar ile çarşılarda eserleri görmek mümkün.
Küratör Fırat Arapoğlu sanatçı Bilge Alkor'un eserlerini anlatırken
Bienallerin temelindeki yapılar ulusal kimlikler ve küratöryel temalarla belirleniyor. Mardin Bienali’nin bu yılki teması ise “Sözden Öte”. Bienalin üç küratörü Fırat Arapoğlu, Nazlı Gürlek ve Derya Yücel; bakış, beden ve sınırlar kavramlarını ele alan çalışmalara yer vermişler. Bienalde, İngiltere, Almanya, Yunanistan, Gürcistan, Irak ve İran gibi ülkelerden 18’i yabancı toplam 50 sanatçının eserleri yer alıyor. Çağdaş sanatı destekleme girişimi olan Saha Derneği’nin ve Mardin Sinema Derneği’nin 4. Uluslararası Mardin Bienali’nin gerçekleşmesinde önemli katkıları olduğunu da söylemeden geçmeyelim.
CANAN’ın bienal için ürettiği Yıldız Hamamı’nda yer alan eseri
Bienal mekanlarından Meryem Ana Kilisesi’nde sergilenen Taner Ceylan’ın “Acıların adamı” adlı eseri çok ilgi gördü. Sanatçı, İspanya’da bir kilisede sergilenen İsa heykelinden aldığı ilhamla yaptığı eserinde, acı -haz, efendi - köle ilişkisini sorguluyor. Meryem Ana kilisesinde bulunan yaklaşık 400 yıllık bir ahşap isa heykelinin Taner Ceylan’ın eseri ile inanılmaz benzerliği ise sanatçıyı hayrete düşürüyor ve “Bu bir mucize, bu resmi farkında olmadan burası için yapmışım zaten” diyor.
Taner Ceylan’ın “Acıların adamı” adlı eseri
Bienal Mardin’in büyülü mimarisi ve Mardin halkının gündelik hayatıyla kaynaşan mekânlarında gerçekleştiği için ziyaretçilere benzersiz bir deneyim sunuyor. Sanatçı CANAN’ın bienal için ürettiği Yıldız Hamamı’nda yer alan eseri, Ali Emir Tapan’ın alçı kalıpları ile yaptığı, yeni tür bedenleri çağrıştıran Revaklı Çarşı’daki yerleştirmesi, Mürsel Argunağa’nın göç eden bir ailenin bir türlü tamamlanamama halini anlattığı geleneksel bir halı üstünde alçıdan yapılmış kollar ve bacakların olduğu Alman Karargahı’ndaki eseri, Merkezkaç’ın yine Alman Karargahı’nda bulunan, polyesterden yaptığı yüzlerce akrepten oluşan enstalasyonu, John Gerard’ın “Western Flag” adlı simülasyonu, Nasan Tur’un “Direnç olarak bellek” adlı videosu iz bırakan işlerden bazıları. Bunların yanı sıra önemli çağdaş sanatçılardan Seyhun Topuz, Bilge Alkor ve İpek Duben’in eserleri de görülmeye değer eserlerden.
Seyhun Topuz'un eseri
Bienalle eş zamanlı olarak dünyaca tanınan çağdaş Çinli sanatçı Ai Weiwei’ın sergisi de Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi’nde açıldı. Mardin’in taş duvarlarının arasında Ai Weiwei ‘ın güzelim porselen eserlerini görmek büyüleyiciydi. Açılıştan sonra yemekte karşılaştığımız Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer, amaçlarının bundan sonra İstanbul’da yaptıkları sergileri Mardin’e de getirmek olduğunu söyledi.
Genç kuşağın önemli video sanatçılarından Aykut Cömert’in ‘1470 km’ sergisi de yine bienalle eş zamanlı olarak Revaklı Çarşı’da sanat dünyasının yoğun katılımıyla açıldı.
Zengin bir kültüre ve tarihe sahip Mardin’in eşsiz mimarisiyle bütünleşen Mardin bienali 4 Haziran’a kadar ziyaret edilebilir. Sözün bittiği ve kalabalıkların evlerine döndüğü yerde söyleyebilirim ki, iyi sanatla dolu bir yerde olmak büyük bir keyifti.